Başbakan Yıldırım, Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Ödül Töreni’ne katılmak üzere geldiği Grand Otel’de program öncesinde basın mensuplarının sorularını cevapladı
“Bu karar Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmeyen, tamamen siyasi bir karardır”
Başbakan Binali Yıldırım, Grand Otel’de düzenlenen Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Ödül Töreni’ne gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı.
AKPM’nin, Türkiye’ye yönelik “siyasi denetim” kararı ve HDP’li iki milletvekilinin karara verdiği desteğe yönelik bir soru üzerine Başbakan Yıldırım, buna şaşırmadığını, çünkü o kararda oy kullananların tamamının PKK’nın terör örgütü olmaktan çıkarılması için propaganda yapan kimseler olduğunu söyledi.
Bu kararın, son zamanlarda Avrupa’da İslamofobi, ırkçılık, Türkiye karşıtlığı gibi politikaların AKPM’ye yansıması olduğunu ifade eden Yıldırım, “Uluslararası kuruluşlar maalesef Avrupa’da yükselen bu ırkçılığın etkisinde kalarak böyle kararlar alıyorlar. Bunlar bölgesel ve küresel barış için faydalı kararlar değil. Açıkçası Türkiye olarak biz bu kararı tamamen siyasi bir karar olarak görüyoruz, Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmüyor. Hiç kimse Türkiye gibi 15 Temmuz travmasını yaşamadı. Yaşamadıkları için Türkiye’de neler oldu, Türk halkı hangi badirelerden geçti ve buna karşı Türkiye’nin alması gereken tedbirler nelerdi, bunları maalesef zahmet edip derinliğine inceleme fırsatı bulmadılar veya bu ihtiyacı duymadılar.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, alınan karar ne olursa olsun Türkiye’nin demokrasisini güçlendirmeye, ülkesinin ve milletinin refahını, güvenliğini korumaya devam edeceğini vurgulayarak, “Türkiye, Suriye’de, Irak’ta yurtlarından edilmiş çaresiz insanların derdine derman olmaya devam edecektir. Türkiye, bölgedeki barışın, güvenliğin teminatı olmaya devam edecek ve bir gün gelecek ki onlar da bu aldıkları kararın ne kadar yanlış olduğuna kanaat getirecekler ve tekrar gözden geçirecekler. Bunun tabii doğuracağı sonuçlar var, o sonuçları da hükümet olarak değerlendirmemizi yapacağız, atmamız gereken adımlara da karar vereceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZ OLABİLECEK EN OLUMSUZ DÜZEYE ERİŞMİŞ GÖZÜKÜYOR”
Bir gazetecinin, “Avrupa Birliği’ne bunun yansımasını düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık Yıldırım, Avrupa Birliği’nin genellikle AKPM kararlarını referans kabul ettiğini belirtti. Başbakan Yıldırım, “Önümüzdeki günlerde zannediyorum Avrupa Birliği’ne bu kararın yansıması da görülecektir. Zaten Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz olabilecek en olumsuz düzeye erişmiş gözüküyor. Bunun gelmesiyle de çok fazla bir değişiklik olmaz.” ifadelerini kullandı.
“Avrupa Birliği’nden istediğimiz ve beklediğimiz şey çok açıktır.” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye konusunda kafa karışıklığını gidermeleri ve Avrupa’nın kendi gelecek vizyonunu tekrar gözden geçirmesi lazım. Avrupa bir Hristiyan birliği olarak yoluna devam mı edecek, yoksa açılım yapıp Türkiye’yi de arasına alacak mı, almayacak mı? Bu kararı önce kendi bünyelerinde vermeleri lazım net olarak. Bunu açıklamalarını biz bekliyoruz. Çünkü bazı ülkeler diyor, ‘Türkiye birliğe zinhar üye olamaz’. Bazısı ‘Bütün kriterler yerine gelse bile biz bunu referanduma götürürüz ve kabul etmeyiz.’ gibi açıklama yapan ülkeler var. Sanki kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar, sanki Türkiye aman aman hemen biz geliyoruz, kapıları açın… O zaman halkımıza, milletimize biz de soracağız, ‘Ey ahali, bu şartlar altında girelim mi, girmeyelim mi?’ dolayısıyla bu iş tek taraflı beyanlarla olmaz, girecek olanın da kararı önemlidir, o milletin de kararı önemlidir, girmesini kabul edecek topluluğun da çok sesli konuşmayı bırakıp kendi aralarında bu zihin karışıklığını gidermeleri lazım. Türkiye konusunda net, anlaşılabilir bir gelecek vizyonunu ortaya koymaları lazım. Türkiye olarak biz bunu bekliyoruz.”
Başbakan Yıldırım, konunun vatandaşlara sorulması konusunda bir takvimlerinin olup olmadığının sorulması üzerine, “Bir kere bunların Türkiye konusundaki yaklaşımı, tam üyelik konusundaki geldiğimiz konumu net olarak ortaya çıkmadan… Şu anda konunun muhatabı biz değiliz, konunun muhatabı Avrupa Birliği’dir. Avrupa Birliği bu konuda duruşunu net olarak ortaya koyacak, ondan sonra biz ne yapacağımıza karar vereceğiz.” diye konuştu.
“TEHDİDİ YERİNDE BERTARAF İÇİN ADIMLARI ATARIZ”
Başbakan Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetlerince Sincar ve Karaçok dağlarına yapılan hava harekatına ilişkin soruyu yanıtlarken de şunları kaydetti:
“Baştan beri biz bir şey söylüyoruz, Türkiye terörle amansız bir mücadele yapıyor. Bir yandan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ’ye yönelik çok yoğun bir hukuki süreç devam ediyor ve örgütten kamunun bütün kurumları, Türkiye’nin çeşitli kesimlerinin temizlenmesi. İkinci husus, PKK’ya karşı amansız bir mücadelemiz var. Üçüncü husus da DEAŞ örgütüne yönelik özellikle sınırlarımızdan içeri girip büyük katliamlara sebep olmalarını önlemek üzere Fırat Kalkanı Operasyonu’nu yaptık ve bir şey daha dedik, eğer yurt dışından gerek bölücü terör örgütünün gerek DEAŞ terör örgütünün ülkemizin sınır güvenliğine yönelik, ülkemizin ve milletimizin can, mal güvenliğine yönelik tehditleri devam ederse, tehdidin a ülkesinden, b ülkesinden geldiğine bakmayız, tehdidi yerinde bertaraf etmek için adımları atarız. Dün gece yapılan operasyon, bu anlamda değerlendirilmesi icap eden bir konudur.”
Binali Yıldırım, son günlerde terörle yoğun bir mücadele olduğunu, bugün itibarıyla 70 teröristin etkisiz hale getirildiğini, 5 güvenlik mensubunun şehit olduğunu anımsatarak, terörle mücadeledeki kararlılığın tüm hızıyla devam ettiğine dikkati çekti.
Kırsalda, kentte her yerde teröristlerin yuvalandıkları yerlerin bulunup birer birer imha edildiğine işaret eden Yıldırım, hükümet kurulduğu gün vatandaşlara, “Milletimiz rahat olsun, bu terör belasından ülkemizi kurtaracağız.” sözü verdiklerini söyledi. Yıldırım, bunun kararlılığı içerisinde bütün kurumların, güvenlik birimlerinin, polisin, jandarmanın, korucuların ve askerin canla başla çalıştığını, terörü Türkiye’nin gündeminden alt sıralara düşürmek için bütün imkanları seferber ettiklerini vurguladı.