Özel Haber: Mustafa YILMAZ – Haber Birikim
Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi MHP Grup Sözcüsü Selçuk Senirli, Mecliste yaptığı konuşmasında Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, darbecilerin siyasi ayağına ulaşılamaması, Yurtta Sulh Konseyinin deşifre edilememesi, öğretmene-polise-esnafa-mübaşire-odacıya-boyacıya dokunan devletin ve de dolayısıyla adaletin, damatlara gelince bocalaması kamu vicdanını rahatsız etmiş, FETÖ ile mücadeleyi sulandırıldığına dikkat çekti.
Ayrıca isim vermeden CHP’yi de eleştiren Senirli “ Yıllardır haksızlıklar karşısında susanların, pusanların sıra kendilerine gelince; ortalığı velveleye vermesini, yollara düşüp şov yapmasını samimi bulmuyoruz.
Milliyetçi ülkücü hareket olarak bizde hak, hukuk, adalet istiyoruz. Aybükelerin, Fıratların, Kürşadların, Fatihlerin kanının yerde kalmamasının hakkını arıyoruz.” dedi.
Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığını tehdit eden madde bağımlılığını da gündeme getiren MHP Grup Sözcüsü Senirli, yaptığı konuşmada, “Narkoterör olarak da adlandırılan, uyuşturucu ve madde bağımlılığı en az PKK, FETÖ, DEAŞ terörü kadar, bu devleti ve milleti tehdit ettiğini” belirterek, “Birbirleriyle iltisaklı ve aynı merkezden beslenen ve taşeronları aynı olan bu terör yapılanmalarıyla sadece polisiye tedbirlerle değil, topyekûn bir mücadeleyle baş edilebiliriz.” diye konuştu.
Senirli’nin konuşmasından satır başları şöyle;
Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığını tehdit eden, uzmanlarca madde bağımlılığının önemli parametlerinden biri kabul edilen, son zamanlarda zırt pırt her köşe başında açılan tütüncü dükkânlarının, cafcaflı nargile kafelerinin hamileri kimlerdir…?
1 nargilenin 5 paket sigara ile eşdeğer zararı olması bilinmesine rağmen, nargile kafelerinin son derece müsamaha görmesinin hikmeti nedir…?
Umudumuz-geleceğimiz çocuklarımıza ve gençlerimize yönelik uyuşturucu ve madde bağımlılığı terörüne karşı, Yerel yönetimlerimizin, belediye ve zabıta birimlerimizin, sosyal sorumluluk anlayışıyla daha etkin mücadele etmelerini diliyoruz.
Bağımlı çocuklarımızı trafik ışıklarında madde alabilmek için dilenirken, kaldırım kenarlarında uyuşturucu krizinde kıvranırken görmek istemiyoruz. Uyuşturucu bataklıklarının kurutulmasını, bu melanete aracılık edenlere en ağır yaptırımların uygulanmasını istiyoruz.
Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir yıl önce15 Temmuz 2016 günü uçurumun kıyısından dönmüştür.
Yıllarca süren GAFLET uykusundan 249 vatan evladını şehit vererek,tanklarımızın paletleri altında çiğnenerek,uçaklarımızdan atılan bombalarla parçalanarak,kendi silahlarımızla vurularak uyanabildik…!
Allaha çok şükür kü, Necip Türk Milleti; canı pahasına, darbecilere geçit vermedi.
Demokrasi ve hürriyet düşmanı, şeytan işbirlikçisi Fettullahçı terör örgütü ve yandaşları karşısında, kahramanca direnen isimsiz kahramanları gönülden kutluyorum. Demokrasi şehitlerini bir kez daha rahmetle yad ediyorum.
FETÖ ihanet şebekesinin tüm uzuvlarıyla ortaya çıkarılması, kayırılmadan ak koyunların kara koyunların ayrıştırılması ve en ağır şekilde cezalandırılması, Türk Milletinin umumi arzusudur.
Maalesef; Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, darbecilerin siyasi ayağına ulaşılamaması, Yurtta Sulh Konseyinin deşifre edilememesi, öğretmene-polise-esnafa-mübaşire-odacıya-boyacıya dokunan devletin vede dolayısıyla adaletin, damatlara gelince bocalaması kamu vicdanını rahatsız etmiş, FETÖ ile mücadeleyi sulandırmıştır.
Dış bağlantılı bu Milli tehdidin ayırma-kayırma olmadan ivedilikle yok edilmesi, milletimizin ve devletimizin bekası için zarurettir.
Adalet; Toplumların karanlıklarını aydınlatan kutup yıldızıdır. Adaletin körleşmesi, sağırlaşması, kantarının bozulması toplumları dipsiz kuyuların karanlığına sürükler.
Vicdanını ve aklını kiraya veren adalet dağıtıcıları olduğu müddetçe; adli kurumları ele geçirip yandaşına abad, hasmına azap olma anlayışı sürdüğü müddetçe; Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik; dün olduğu gibi, bu günde yarında var olur.
Milliyetçi Hareket Partimiz, siyasal geçmişinde mensuplarıyla birlikte en ağır adaletsizliklere uğramış, darağaçlarında fidanları kırılmış, işkence hanelerde insanlık dışı zulümlere uğramış, zindanlarda ömürleri çürütülmüş, ama buna rağmen yılmamış, yok edilememiş ve tüm yaşadığı sıkıntılara rağmen devletini avrupaya jurnalleyip, şikâyet etmemiş yegâne siyasal kurumdur.
Hak arayışı demokrasinin temel erdemlerindendir. Yıllardır haksızlıklar karşısında susanların, pusanların sıra kendilerine gelince; ortalığı velveleye vermesini, yollara düşüp şov yapmasını samimi bulmuyoruz.
Milliyetçi ülkücü hareket olarak bizde hak, hukuk, adalet istiyoruz. Aybükelerin, Fıratların, Kürşadların, Fatihlerin kanının yerde kalmamasının hakkını arıyoruz.
Bir yanda; Hayatının baharında, mübarek ramazanda bir karne günü, dinsiz, imansız PKK’lı canilerce al kanlara boyanan, müzik öğretmeni al yazmalı AYBÜKE YALÇIN…
Bir yanda; Ege Üniversitesi öğrencisi iken, PKK’lı katillerce okulunda katledilen, yüreğimizin yangısı, en yakışıklımız FIRAT ÇAKIROĞLU…
Diğer yanda; AYBÜKE kızımızı, FIRAT oğlumuzu ve nice koç civanımızı katleden PKK’lı katillerin siyasi uzantılarıyla, devlet-millet-cumhuriyet ve demokrasi düşmanlarıyla, kol kola güya ADALET arayanlar…
Türk Milleti vicdan terazisinde olanı biteni en isabetli şekilde değerlendirmektedir.