HABER BİRİKİM ‘de yayınlanan “Devlet Bahçeli ve Kutlu Yürüyüş” başlıklı yazımda MHP ve KIRMIZI ÇIZGİLER ile ilgili önümüzdeki günlerde bir yazı yazacağım diye bitirmiştim.

Tabii hayır bir yukarda bahsettiğim anlamda kullanıldığı gibi birde “hayır hasenat “anlamında da kullanılıyor.

Bu günkü yazımı iki madde halinde yazmak istiyorum.

“Bir elin verdiğini diğer el görmemeli “düsturundan hareketle;

1) MHP’nin Bilge Lideri Sayın Devlet Bahçeli bir de ülkemize, insanlara yaptığı hayırlar var ki bu görsel ve yazılı basında pek yer almayan, bununda çokça bahsedilmesini istemeyen bir HAYIRSEVER liderdir.

a) Yıllardan bu yana kendisinin, maaşına el sürmediğini, bir kuruşunu dahi almadığını biliyor musunuz?

b) Namaz ibadetini yaptığını fakat bunun reklam amaçlı kullanılmasını istemediğinden hiç bir yerde resim veya görüntüsünün yayınlanmadığını biliyor muydunuz?(son zamanlarda bir kaç yerde habersiz çekilmiş resimleri yayınlandı)

c) Giderleri kendisi tarafından karşılanan sayı veremeyeceğim, çocuklarımızı okuttuğunu ve burs verdiğini biliyor musunuz?

Peki, bunların tamamı HAYIRMI? Tabi ki hayır. Bunların reklamı yapılırmı? Aslında yapılmaması gerekiyor. Çok siyasetçi biliyoruz ki camide cemaatten çok koruma ve basın ordusuyla namaz kılanlar(!),hacca gidenler(!) sözde ibadet yapanlar var.

Bir Müslüman olarak lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve cevap verin. Allah katında hangisi daha makbul?

2) Kasıtlı olarak Sayın Bahçeli’nin adını hayırcıya çıkaranlar ve” kara mizah” yapanlar, gördülerki yapılan mizah değil gerçeğin ta kendisiymiş. Yine Sayın Devlet Bahçeli haklı çıktı ve ülke onun dediği çizgiye ve ısrar ettiği HAYIRLARA geldi.

Bu konu ile ilgili bir şiir yazmıştım. Hem dörtlükleri inceleyelim hem de konuya değinelim.

a) Çözüm süreci oldu tam bir çözülme

Gel serok fazla ezilip büzülme

Oslo, Dolmabahçe, Habur’da büzülme

Vazgeç çözüm sürecinden dedik, kötümü oldu?

Biliyorsunuz MHP’nin kırmızı çizgilerinden biri, çözüm sürecinin fiyasko olduğu ve vaz geçilmesinin gerektiğiydi. Bu çizgiye gelene kadar ne yazık ki yüzlerce şehit vermemize sebep oldu.

b) Anayasa korunsun, ilk dört madde önemli

Erkek adam verdiği sözlerinden döner mi?

Vatan, Millet, Bayrağım, hele dilim söner mi?

İlk dört madde korunsun dedik, kötü mü oldu?

Anayasal olarak zaten Anayasamızın ilk dört maddesi bırakın değiştirmeyi, teklif dahi edilemez. Ondan da vaz geçildi bu konuda da MHP’nin dediği çizgiye gelindi.

c) Şu yolsuzluk iddialarının üzerine gidilsin

Kim hırsızsa millet tarafından bilinsin

Yargı cezalarını versin ortalıktan silinsin

Biz bunları yapalım dedik, kötü mü oldu?

Allah aşkına doğruyu söyleyelim. Belki meclis bunları affetti ama yargıda aklanmadılar ve halkın vicdanında hala suçlu olduklarını herkes biliyor.

d) Herkes haddini bilsin, sınırına çekilsin

Anayasa ne derse sadece o yapılsın

Parlamenter sistemin tohumları ekilsin

Ülkemiz mutlu olsun dedik, kötü mü oldu?

Özellikle Cumhurbaşkanının Anayasanın emrettiği sınırlar içinde hareket etmesinin gerektiğini yetki aşımına gidilmemesi gerektiği iddia ediliyordu. Bazı sıkıntılarla beraber bu konuda da oldukça yol kat edilmiş durumda.

MHP’si iktidarda olmamasına oldukça kısıtlı bir Milletvekili sayısına sahip olmasına rağmen en az iktidar kadar etkin bir parti konumundadır.

Neden? Burada öngörünün önemi ortaya çıkıyor.

Şimdi en dikkat edilmesi gereken hususun MHP Genel Başkanı, Lideri ve bence de Bilge İnsan Sayın Devlet Bahçeli üzerinde ısrarla durup HAYIR dediği konulardan hangisi uygulanmadı? Dediği çizgiye gelinmedi.

Çünkü Sayın Devlet Bahçeli bunları ısrarla isterken hep “Önce Ülkem, Sonra Partim, Sonra Biz “demiş ve hiçte taviz vermemiştir.

İyiki de taviz vermemiş ve HAYIRDA ısrar etmiş. Allah korusun belki de şu anda bir iç savaş yasıyor olabilirdik. Devletimiz hiçte düşünmediğimiz, aklımızın ucuna bile getirmek istemediğimiz durumlara düşürülmüş olabilirdi.

ÇOK YAŞAYIN BİLGE LİDER SAYIN DEVLET BAHÇELİ