Yıllar önce bir sabah uyandığımda ağlarken gördüm annemi…
Hiç alışık olduğum bir durum değildi.
Çekilmiş bir kenara bir yandan elindeki işini yapıyor bir yandan da sessiz sessiz gözyaşı döküyordu…
Ne oldu neden ağlıyorsun diye sordum ama geçiştirdi beni üzülme sen dedi ve sımsıkı sarıldı. Her zamankinden biraz daha farklıydı bu sarılış…
Sonra okula gitmek için yola çıktım. Tüm binalar, yollar hemen her yer kırmızı beyaz çiçek açmış gibi şanlı Türk Bayrağıyla donatılmıştı. Acaba unuttuğum bir bayram mı var diye düşünerek yoluma devam ettim. Kimi görsem buruk bir acının izleri vardı sönük bakışlarında… Aklımdaki soru işaretleri her adımda biraz daha büyüyordu.
Okula vardığımda kimse şakalaşmıyordu bir biriyle, garip bir durumdu bu, derken öğretmenimiz geldi. Anlaşılan bu gün herkesin bir derdi vardı, sanki her evden bir “CENAZE” çıkmıştı. Her zamankinden farklıydı öğretmenimizin günaydın çocuklar deyişi… Masasına oturdu, isteksiz ve iştahsız imzaladı defteri. Sonra hadi çocuklar, gidiyoruz dedi. Hiç birimiz soramadık nereye diye sadece denileni yaptık.
Gittiğimiz yer babamın “ŞEHİTLİK” dediği ve her geçişimizde, Fatihalar okuduğumuz bir yerdi. O gün orası da bir başkaydı. Adeta bayraklarla donatılmış bir düğün evi gibi kalabalıktı ama kimse gülmüyordu. Derken şık giyimli askerlerin omuzunda Hayatımda ilk defa gördüğüm bayrağa sarılı bir tabut geliyordu. O sessiz kalabalık tekbirler getirmeye başlamış, sessizlik yerini bambaşka bir manevi atmosfere bırakmıştı. Ne olduğunu tam anlayamasan da içimden gelen bir duygu yoğunluğu ile gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Hayatımda ilk defa gördüğüm ve ömrüm boyunca hiç unutamayacağım bir anı yaşadığımın farkında bile değildim o an.
Tek bildiğim, her şey çok farklıydı o gün! 20 Eylül 1994…
Jandarma Komando Er Bekir KAYNAK, 20 yaşında Diyarbakır-Lice- Jandarma Karakolunda görevli iken hain saldırıda şehadet makamına yükselmişti o gün!
Tek bildiğim, her şey çok farklıydı o gün!
Ve bu gün…
Tıpkı 22 yıl önce yaşadığımız gibi, yine bir hain pusu, yine canını siper eden yiğitler.
Ve bu Millet için canından geçen ŞEHİTLER…
Kucakta taşınan resimler…
Ocaklara düşen ateşler…
Değişen ne!
Neden süslenmiyor artık caddeler Ayyıldız’lı Bayraklarla?
Neden yas tutmuyor eskisi gibi kimse, Ateşin düştüğü yerdekilerden başka!
Belki de birçoğunuz bu satırları okurken öğrenecek Antalya’ya bir şehit geldiğini.
Şehit Özel Harekât Polisi Hıdır Gençaslan’ın Kanıyla suladığı bu aziz vatan toprağına apar topar defnedildiğini…