17 Nisan sabahı paylaştığım yazımda Türk Demokrasisi için yepyeni bir dönem başladı demiş ve “Bu günden itibaren Türkiye’de Partizanlık Siyaseti Bitmiştir!” Benim seçmenim, senin yüzde bilmem kaçın şeklindeki söylemlerin tarihin tozlu raflarına kalkmak zorunda olduğunu belirtmiştim.
Aradan geçen bunca zaman sürecinde gördüğüm o ki yeni sistemin neler getirdiğini vatandaş tam anlamıyla anlayamamış, yine bu sistemin neleri getirip, neleri götürdüğünü referandum öncesinden dahi çok iyi bilen bazı siyasiler her ne hikmetse anlamamazlıktan gelerek vatandaşı yanlış yönlendirmekten vazgeçmedi…
16 Nisan halk oylamasıyla birlikte kabul edilen yeni anayasadaki “Hükümet Etme Sistemi” eski tabirle hükümet kurulabilmesi için yeni baraj yüzde 50 + 1 kişi olarak belirlenmiş ve sürpriz koalisyon sonuçlarının da sonunu getirmiş, hükümet edebilmek için sandığa gitmeden yapılacak ittifakların devrini başlatmıştır. Aslında yeni dönemin esas işleyiş biçimi partiler arası ittifakı zorunlu hale getirerek toplumsal mutabakatında yolunu açmıştır. Kısacası Türkiye Cumhuriyetini yönetmeye talip olan hiçbir parti bu saatten sonra kutup siyaseti, ayrıştırıcı üslup ve partizan söylemlerle bu hedefine varamayacağını bilmelidir.
Türk Siyasi Tarihine Milli Mutabakat anlamında devrim niteliğinde bir kazanım sağlayan yeni yönetim sistemi belki de ilk uygulamaların ardından daha net anlaşılabilecektir. Yeni bir sistemi eski alışkanlıklarımızla yorumladığımızda doğru sonuca varamayacağımız da aşikârdır…
Yeni Hükümet Sisteminin ilk İTTİFAK açıklamasının yine bu modeli ilk öneren MHP Lideri Devlet Bahçeli’den gelmesi beni şaşırtmadı. Geçtiğimiz pazartesi günü yaptığı açıklamada ve daha önceki gurup toplantılarında da sıkça vurguladığı Yeni Hükümet Etme Sistemi tam olarak işleyene kadar, Milli Mutabakat sağlanana kadar ve içinde bulunduğumuz beka sorunu atlatılana kadar Yenikapı ruhu ile hareket edeceğini, bu hususta milli bir söylem getirdikleri Ak Parti Lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığını destekleyeceklerini ilan etti.
Bir siyasi parti lideri, kendi partisi ile ilgi yapmış olduğu bu açıklamaya, daha birkaç hafta önce kuracakları bir ittifakın mesajlarını veren siyasi rakiplerin hırçınlaşarak verdikleri tepkiyi de anlamak mümkün değil doğrusu! Hele ki “PATRON ÇILDIRDI” ve “PARTİ KAPISINA KAPATIYORUZ YAZDI” gibi siyasi ahlaka uymayacak söylemleri hiç yakıştıramadım…
MHP ve Ak Parti İttifakına karşı çıkan parti sözcü ve liderlerinin verdiği tepkilere bakıldığında CHP sözcüsünün dediği gibi “MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ” değil ama Devlet Bahçeli her ne yaptı ise diğer parti liderlerinin çılgına döndüğü aşikâr…
Velhasıl PATRONUN ÇILDIRDIĞI tartışmasız bir gerçek ancak bu PATRONUN MHP Lideri Devlet Bahçeli olmadığı kesin…