Anadolu’nun derinliklerinde, eğlence kültürünün önemli bir parçasıydı “Köçek”.
Özellikle düğün ve eğlencelerde, dini ve örfi gelenekten dolayı, kadın dansçılar kullanılmaz, yerine salkım saçak etekli yarım cepkenli erkek dansçılar kullanılırdı.
Toplumun büyük çoğunluğu köçeklere itibar etmezdi. Buna rağmen aynı dışlayıcı toplumun vazgeçilmeziydi. Kız vermezken aynı köçeği kızının düğününde oynatırdı. Zamanla bu meslek yerini daha Avrupalı eğlencelere bıraktı.
Köçeklikten rızkını kazanan insanların yerini laf köçekleri aldı.
Ve bu işten de oldukça nemalandı.
Hem de toplum tarafından ayıplanmadan, dışlanmadan ve hatta itibar görerek bu mesleği icra edenlerin sayısı çoğaldı.
Düğünlere ve eğlencelere bile gerek duymuyorlardı. O kadar çok platform vardı ki. Kimisi sporu, kimisi sanatı, kimisi yöneticiliği, kimisi basını, kimisi bürokrasiyi seçti ama siyaseti seçenler çoğunluktaydı.
Herkes ve her şey bu duruma o kadar alıştı ki, laf köçekliği modern sanatlarda yerini çoktan almıştı. Koreografi ana hatlarıyla belliydi. Laf başka icraat başka tarafa.
…
Avrupa demokrasi anlayışı yerleşik bir kütle üzerine inşa edilmişti.
Eski Yunan ve Roma Medeniyetinden aldıkları Demokrasi anlayışını yüzyıllarca kendi dinamiklerine göre inşa edip durmuşlardı.
Aynı beklentiyi Roma Medeniyeti kalıntıları dışında ki toplumlarda beklemek elbette zordu.
Her kültür kendi dinamiği üzerinden yürümeli ve geliştirilmeliydi.
Cumhuriyet rejimi bu toplum için en gerekli rejimken uygulama esası olan tam demokrasi kısmen yetersizdi.
Yetersizdi, çünkü kaybetmenin başarısızlık görülme etiği, şaibe bile olsa gri ve siyah tonlarının siyasi ayıp görülmesi ve otoahlak yönetimi henüz yer etmemişti.
Kim kimin gerçekliği çok umurumuzda olmadan, yapılan kıvırmaları büyük şevk ve iştahla izlemekteyiz.
Lafı, eteklerine süs yapıp kıvıran, parmaklarıyla demagoji şıkırtısı çıkaranları ne çok sever olduk.
Hızını alamayıp laf köçeklerine omuzlarda gezdirenlerse cabası.
Onlara da çok söylenecek pek bir şey yok.
Fıtratlarının gerekliliğini yapmaktalar.
…
Yeni nesiller, gelecek nesillerse bu durumun vahametinden uzaktalar.
Sosyal iletişim terörünün esiri olmuş, beyinlerini asosyalliğe, bilgisizliğe ve idrak yoksunluğuna mahkûm etmiş bir şekilde mevcut laf köçeklerinin köleleri olmuşlar bile.
…
İnsan beklemeden edemiyor.
Hani köçekliğin gerçekliğini yitirmediği, sporun, basının, siyasetin, bürokrasinin olması gerektiği gibi olmasını.
İnsan sormadan edemiyor.
Bu laf köçeklerinin oynadığı yer ülkemizde, peki asıl eğlenceyi tertipleyen kim?