Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya

Masallar

Bu haberin fotoğrafı yok

Bu iş çocukluğumuzdan başlamadı mı?

Eskiden köy odalarında anlatılan masallarda duyduğumuz bizliğimizi yitirmekle başlamadık mı?

Masallarımızın kahramanlarını değiştirdikçe biz değişmedik mi?

Dede Korkut’un yerini Anderson aldığından beri artık biz değiliz.

Biz o kadar medeniyetten uzak mıydık ki başka milletlerin kahramanlarını derinliklerimize işlettiler.

Hani o yoksul bedenimizin zengin derinliği bu kadar mı hafifti?

Yetmemişti dünya klasikleriyle süslediğimiz Avrupalılaşma soytarılığımız.

Yetmezdi de…

Çocukluğumuzda kâh Peter Pan olurduk kâh Pamuk Prenses veya bilinmeyen krallıkların prens veya prensesleri. Buram buram Avrupa burjuvası kokardı her söz her kelime. Büyülenmiş prensesler ve onları kurtaran prensler. Oysa bu masallarda kötü cadıların büyüsünün tek mağduru biz oluyorduk.

İlk gençlik yıllarımızda defter aralarına sıkıştırdığımız tom miks , teksas , zagorlar değil miydi gizli kahramanlarımız?

Ergenliğimizin ilk yılları bıyığı yeni çıkmış Amerikan süvarisinde kendimizi buluveriyorduk. Vietnam’da öldürülen viet-kong askerleri bizim için vahşi Kızılderili insanlardı.

Tom Miksler , Zagorlar Dünya hegemonyası için çalışırken onların vahşi Kızılderililerle savaşan onurlu insanlar olduklarını düşünüyorduk.

Matbaa güçlüydü güçlü olmasına rağmen matbaadan daha güçlü Televizyon popülerleşiyordu.

Çocuklar He-Man ile gücü gölgelerden beklerken öncülü kuşak ise western kuşaklarında kovboyların masallarıyla uyutuluyordu. He-Man’la büyüyen çocuklar olan günümüz orta yaş kuşağın, gücü gölgelerden beklemesini, çift kişilikli prensin hem mazlum hem de mağrur haline olan tapınılası sevgimizin kaynağı bu değil miydi?

Taş Devri, Jetgiller çizgi filmleri bize ilerleyen yıllarda kuracağımız aile hayatımızı ve yaşam modelimizi empoze etmiyor muydu?

İki çocuklu, bir evi bir arabası olan rutin bir hayat derinliklerimizdeydi. Taş Devri böyle geçmiş, Jetgiller ise böyle geleceğin mesajlarını bollukla vermekteydi.

Tom miks çocukluğuyla büyüyen gençlerin ikonu ise Ramboydu.

Tom Miks’in yerini daha kaslı daha güçlü, hem kendiyle hem de düşmanıyla savaşan yeni kahramanlarımız vardı.

O kuşak ya halkın içinden çıkan Rambo ya da Top-Gun filmindeki elit bir pilot olan T.Curise oluyordu.

68 kuşağı rüzgârından nisbi etkilenmiş olan Türk gençliği, Özal hükümetinin serbesti politikalarında desteğiyle 80 kuşağı rüzgârında yerini rahat almıştı.

Her yanımız ama her yanımız kırmızı, mavi ve beyaz sembollerle donanmış Amerika dışı Amerikalılardan oluşuyordu.

Özel kanallar arttıkça çizgi film alternatifleri çoğaldı…

He-man kuşağı artık gençti ve yeni çocuklar ise Ninja kaplumbağalarıyla hayal ediyordu.

Değişime uğramış dört kahraman ve fareden bozma bir akıl hocalarıyla Amerika’nın varoşlarının eşsiz kahramanları oluyorduk.

Mutlu fakat az olan hayat standardımızı Amerikanvari gecekondu modeline uyarlayıp kötü adamlarla savaşıyorduk. Aslında kaplumbağaların savaştığı kötülerde kaplumbağalar gibi Ninja’ydı, yani değersel olarak birbirine paraleldiler. Daha nihai ifadeyle; Amerika’nın pis kanalizasyonlarını mesken tutmuş, Amerika’dan beslenen Japon veya diğer kültürlerin iç savaşıydı.

Elbette bu Amerika kültür savaşında ( kolaylamasında) karşı duran aydın ve münevverler vardı.

Bu münevverlerin karşı durduğu bu kültür sömürüsünün iyi bir ticari ayağı olduğu gören bezirgânlarda vardı.

Bu kültür dayatmasında geçmiş ve mevcut hükümetlerin büyük kabahatleri var.

Bu kabahatler netice itibariyle sosyal patlamaların hızını artırdı.

Amerika sömürü sistemi kültür oynamalarında sosyal dinamikleri ayarlarken kimi zaman çocukluk kimi zaman gençlik kimi milli kimi zamansa dini değerler üzerinden bunu yaptı.

Bunu iyi görmek iyi idrak etmek ve buna iyi cevap vermek lazım.