Kavim olarak darbelere alışık bir medeniyetiz. Mete( Mu du ) Han’ın babası Teoman’ı ( Do a man) devirmesiyle başlıyor asıl hikâye. Ve diğer Türk devletlerinde de benzer icraatlar mevcut. Asıl odağımız Osmanlı Devletinde ki darbeler ve girişimler. Osman Gazi amcası Dündar Bey tarafından beylikten indirilme teşebbüsüne maruz kaldı. Şehit padişah Murat Hüdavendigar oğlu tarafından tahttan indirilme teşebbüsüne maruz kaldı. Fetret dönemi, şehzadelerin muazzam bir rekabeti ve birbirlerini ekarte etmesiyle son buldu. Cem ve Beyazıd dönemi iki kardeşin rekabeti ve iktidar mücadelesine sahne olmuştu. Aynı Beyazıd oğlu Sultan Selim tarafından tahttan indirilmişti. Sultan Süleyman, iktidar için niyetlenen oğulları Mustafa ve Beyazıd’ı katletmişti. Sultan 3.Mehmed 13 kardeşini katlederek iktidarı yürütmüştü. Genç Osman, Çeriler tarafından devrilmiş ve yerine amcası Mustafa getirilmişti. Derken Sultan Abdulaziz sonra yeğeni 5.Murad ve 2.Abdulhamit.
Sultan 2.Abdulhamid’in akibeti diğerlerinden daha farklıydı. Darbeyle tahta gelmiş ve yine darbeyle tahttan indirilmişti. Abdülhamit polemiği halen sıcaklığını koruyan bir mevzu. Günümüzde sıcaklığını korumasının asıl nedeni cepheleşen Türk toplumunda muhafazakâr-mutaassıp kesimin sembol ismi olmasından kaynaklıdır. Bu sembol ismin, isimsel birleştirici gücü, akıllı siyasilerce çok iyi kullanılmaktadır. Toplumda neredeyse %70 leri bulan sağ-muhafazakâr oyu en iyi işlemenin yollarından biriydi Abdülhamit. İttihat Terakki’nin misyon temsilcisi olarak görülen Cumhuriyet kurucu meclisi ve yine devamı olarak nitelendirilen Cumhuriyet Halk Fırkasına duyulan kinin asıl sebebi, Abdülhamit muhalefetinden başka bir şey değildi.
Abdülhamit, tarihsel sürece bakıldığında, yönetimsel artılarının olduğu kadar eksilerinin de olduğu bir padişahtı. Ne Kızıl Sultan’dı ne de Ulu Hakan. Kudüs hususunda Yahudilere karşı müthiş bir duruş sergilerken aynı duruşu Kıbrıs ve kuzey Afrika’daki topraklar için sergileyememişti. İttihat ve Terakki’nin Alman sempatizanlığını eleştirirken, Abdülhamit’in İngiliz sempatizanlığını eleştirmedik.
Mevzu özetle Abdülhamit’in yönetimsel kabiliyetlerini veya muhalefetinin gerçekleştirdikleri değil. Mevzu günümüzde, Abdülhamit polemiğinden beslenen bir yapının toplumda gerçekleştirdiği ters tarih okuyuculuğu ve gelecek odağında sapma niyeti. Darbeyle gelen bir yöneticinin darbeyle gitmesi kadar doğal bir şey olamaz.
Darbe illa ki çeriyle olacak diye bir kural yok. Çerisizde darbeler olur hem de hissettirmeden ve incitmeden.