Düşünceler değişir mi yoksa gelişir mi?

Ya da olduğu yerde mi kalır?

Olduğu yerde kalıyorsa bir düşünce, o düşünce değil düşüncesizliktir ve bu yaradılış hayvanların yaradılış mizaçlarında dahi yoktur.

…

Okumayan, okuduğu üzerinden aldığı herhangi bir düşünceyi diğer verilerle karşılaştırmayan bireylerin gelecekleri, daha doğru bir ifade ile geleceksizlikleri ortadadır.

Dinlemeyi seviyoruz.

Belki kültür genlerimizden gelen bir alışkanlık.

Bir adam anlatacak ve bizde dinleyeceğiz.

Anlatan adamsa sorun yok. Aksine toplumsal sorunlar daha makul bir zeminde çözülür. Dedem Korkut gibi.

Ve lakin Dedem Korkut misyonunu taşıyamayacak karaktersizlerin, söz sahibi olmaları büyük toplumsal sorun yaratıyor.

Bu karaktersizler söyleyecek, benim halis yürekli insanım dinleyecek ve onun ağzından çıkanla ilim iklimine yön verecek.

O iklimle ruh taşıyanların davranışları, kara kıştan bile daha zemheri ve karanlık olacaktır.

…

Sahi siz sıkılmadınız mı; çocuk istismarlarından, kadına karşı şiddetten, riyadan, yalakalıktan, aymazlıktan… ve dün başka olup bugün başka olanlardan ?

Ben çok sıkıldım…

Dün çaldığı kavalı zurna diye topluma yutturanların, bugün kaval düşmanlığı yapıp zurna çalmasından çok sıkıldım.

…

Bal sızan parmaklarıyla fakirlere masal okuyup onlara ekmek yerine umut dağıtanlardan çok sıkıldım.

Made in USA duruşlarıyla, Made in EU tavırlarıyla ahkam kesip milleti kesenlerin, Made in New Turkey propagandalarından çok sıkıldım.

Yeşil tenteli sermayederlere aktırılan oluğun genişliğinden çok sıkıldım.

Aslında çok sıkıldım.

Üniversite okuyup, iş bulamamaktan çok sıkıldım.

Sırf parasızlık yüzünden diğer üniversiteyi okuyamamaktan çok sıkıldım.

Doktoramı yapamamaktan sıkıldım.

Aç kalmaktan…

Açıkta kalmaktan…